Salı, Mayıs 19

Meta, Görüntü, Gerçek


Eğer tablodaki elma sizde elmadan bir ısırık alıp tadına bakma arzusu uyandırıyorsa o 'hoş'tur ama sizde sadece o elmaya bakma arzusu ve bu arzuya dayalı sonsuz bir doyum ve haz sağlıyorsa bu 'gűzel'dir.

Immanuel Kant


(Görüntüyü Aşk-ı Memnu dizisindeki Nihal karakteri olarak, oyuncu/lise öğrencisi Hazal Kaya şahsından bağımsız mütalaa ediniz.)

Benzerleri için,

(bkz. Tuba Büyüküstün @ Çemberimde Gül Oya)



Fotoğrafın konusu için "güzel" denirse;

Elma, (Sanal İmaj) Nihal (biyolojik olarak Hazal ; Varlık).

Tablo, fotoğraf.

Önermeye göre, sonuç "güzel".

Paradigma?

Görüntü. (Algı) Masumiyet. (Duygu)

İnsan nerede?



Ne ilginç değil mi?

İnsan (çıkar) ilişkilerinin yapaylığından bunalacak kadar yaşıyorsunuz hayatı. Uyum sağlayıp, ikiyüzlülüğün, riyakarlığın, maskelerin dibine vuruyorsunuz. Kadın, meta. Kadın, skor.

İster one night stand yaşayın, ister "one shot one kill" hayatta karşısınıza çıkan ilk kadınla evlenmiş olun, mutlaka böyle (kamuya mal olmuş) bir yüze bakıp, onu hayali bir karakterle özdeşleştirip, öyle algılayıp bilinç altınıza itmişsinizdir.

O dokunulmaz, masum bir ütopyadır. Bir görüntüdür. Tüketim malzemesidir. "Hoş" veya "güzel"dir. Elmadır.

Görüntünün sahibi kişilikle alakası yoktur, oyuncuyla (varlık, gerçek) tanışsanız bir 15 dakikanızı paylaşmayacağınız / tanımadığınız biridir, tabi siz de onun için.

Ama işin ilginci, görüntü kişilikten bağımsız değildir ve koparılamaz!

Çocuğun ne suçu var...

Yaşadığı hayat ile o düşsel evren çatışacak, benliği ünün altında ezilecektir.

Tıpkı iğrenç insan (çıkar) ilişkisi hiyerarşilerine bağlı kimlik/statü/üniforma vs. lerin işyerinde geçer akçe olması yapmacığı gibi. O stresin altında oynayabilirsiniz, ama kalp yine sizin, beden sizin, sağlık sizin! Emeklilik hediyeniz kolesterol, şeker, tansiyon...

Bu kopuşlar, bu gölgeler, bu kimlik çatışması...

Ve kendi olamayan insan.

Türümüz iletişim çağını yaşıyor ve tarih boyunca insan hiç bu kadar kalabalık içinde ve hiç bu kadar yalnız olmadı.


Bonus Okuma : http://dusunceler.org/2009/05/02/modernist-kadinin-cigligi/

5 yorum:

zihni örer dedi ki...

Yalnız insan,
toplumlaşmanın odağına sayısal çoğunluğu koyarsak (demokrai), üzerine de egoizmin "meşruluğunu" mühürlersek (kapitalizm),

oy vermek ile koyvermek arasındaki farkı anlamayanların sayısı lokomotifin kim olacağını belirlerse,
yaşamın asıl öznelerini bulmaya vaktimiz yetmez. Ne çıkarsa bahtımıza, dokunmayın tahtımıza....

Shere Khan dedi ki...

din / modernite

birey / toplum

faşizm / nazizm / nasyonalizm / sosyalizm / komünizm / liberalizm / kapitalizm

insan?

tarihsel süreçte liberalizm, faşizm ve nazizme çizik attı (2. savaş). sonra da sosyalizme galebe çaldı (1991). kendini krizlerle yeniliyor. ve şiddetle. dinle modernitenin savaşı da bitecek gibi görünmüyor. demokrasiler meta, görüntü, gerçek arasında totaliterizm doğuruyor. peki şimdi insan için çözüm ve gelecek nerede? bu seçeneklerin arasında mı? tartışılması gereken -tartışılmayan- bu bence.

zihni örer dedi ki...

Tarih bize, şeylerin oldukları gibi durmadıklarını tanıtlıyor .Toplum hiçbir zaman hareketsiz değildir .İlkçağda, ilkin köleci toplum varoldu, ondan sonra feodal toplum geldi, onu da kapitalist toplum izledi. Bu toplumların incelenmesi, bize, yeni bir toplumun doğmasına yol açan öğelerin, bu topIumların bağrında sürekli olarak ve yavaş yavaş, gözle görülmeksizin geliştiklerini gösteriyor .Bunun gibi, kapitalist topIum da, her gün değişmektedir Çünkü hiçbir toplum hareketsiz kalmaz, Onun için, metafizikçiler, orada ne olup bittiğini anlamıyorlar .Hatta kapitalist baskının etkisi altındaki insanların duygulan ile, tümüyle dönüşmüş bir toplumu yargılamaya devam ediyorlar .
Bizim duygularımız da değişir , ki biz bunu pek az hesaba katıyoruz. Bir sempatiden başka bir şey olmayan şeyin bir aşka dönüştüğünü, sonra da bazan bir kin haline geldiğini görürüz.
Her yerde, doğada, tarihte, düşüncede gördüğümüz şey, değişme ve harekettir .İşte diyalektik, bu saptama ile başlar. /georges politzer'den özet

Shere Khan dedi ki...

felsefe'nin temel ilkeleri... ne güçlü, ne yalın bir anlatım. önemli kaynak. das kapital gibi, ulusların zenginliği gibi, weber'in sosyoloji dersleri gibi, ibn haldun'un mukaddime'si gibi.
zihni bey, "yazma listesi" başlıklı yazımdaki sorunsallar hakkında yorumlarınızı, fikirlerinizi saygıyla bekliyorum.

zihni örer dedi ki...

en kısa zamanda geliyorum arkadaşım.
ayaküstü uğradım ve işe dönüyorum. Dostlukla, başüstüne:)