Salı, Mayıs 12

Halkın Genelkurmay'ı Biçimlendirme Planı


Taraf'ta Lahika'yı (Genelkurmay'ın Türkiye'yi Biçimlendirme Planı - 20/06/2008) dehşete düşe düşe okuduktan sonra hem şaşkınlığımıza şaşırdık (ki bunların vaka-i adiyeden olduğu bir ülkede yaşıyoruz) hem de safça kızmaktan geri duramadık.


Halk olarak, Atatürk'ün "milletin efendisi" dediği köylü olarak, gözbebeğimiz savunma kurumumuzu biçimlendirme konusunda fikir (ve tabi hayal) üretmenin de haddimize olduğunu düşünüyoruz.

Bunun "Halkı askerlikten soğutmak" fiili ve suçu ile zerre alakası yoktur. Diyelim korkunç bir savaş çıktı, çok büyük bir afet oldu vs. bizi kurtarması gereken bu kurumu zayıflatmak veya müessese olarak ona dil uzatmak gibi bir konum, vatanseverliğimize aykırıdır.

Düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendiriniz. Evde denemeyiniz, çocuklardan uzak tutunuz.

Gelelim fikirlerimize,

1. Subaylara, özelllikle kurmay subaylara, sizlerin, ve esasında kurumun, halkın efendisi değil, (TBMM'nin ilan ettiği herhangi bir savaşta düşman ülkenin ordusuna karşı) koruyucusu olduğunuzu öğretiniz.

2. Türk Silahlı Kuvvetleri İngilizce'den çevrilmiş bir tanımlamadır. Türk Ordusu daha şık değil midir? (bkz. Türkiye Silahlı Kuvvetleri tartışmasına bile girmiyorum. Arz ederim.)

3. İmparatorluğumuz askerin siyasete batması nedeniyle batmıştır. Halaskar zabitan geleneği sorgulanmalıdır. Subayların ve askerlerin işi sivil irade emrettiğinde savaşmaktır, (askeri emir almaktır, askeri emir vermektir, ülke toprağını ve halkını savunmaktır); devlet yöneticiliği değildir.

4. Halkın öfkesiyle mezar taşları bile parçalanan, lağvı "vaka-yı hayriye" addedilen, askerlik dışında ne varsa içine batmış Yeniçeri Ocağı'nı, İttihat Terakki ve Enver/Cemal/Talat triosunun sebep olduklarını ve 19. yy. Osmanlı tarihini gerçekliğiyle Harp Okulu tarih dersinde derinlemesine anlatınız. Nutuk'u okuttuğunuz kadar (okutuyorsanız), İstiklal Harbimiz'i de okutunuz.

5. Harbiye'de yakın tarih dersi varsa, en az bir dönem 1915 Tehciri, Mustafa Muğlalı olayı ve Dersim Harekatı üzerinde, insani bir bakış açısıyla durulmalıdır.

6. Bir daha Kıbrıs çıkarmasında kendi gemimizi saatlerce bombalamamız, yapılan hatalar, savaştan kaçan subaylar, tatbikatlarda koordinasyonsuzluk ve yönetim beceriksizliği nedeniyle ölen Mehmetçikler gibi konuları örtbas etmeyiniz. Bilgi kıtlığında "Muhtırayla falan uğraşacağınıza işinizi iyi yapın" der yoksa köylü, cahil işte.

7. TSK üniforması taşıyan personelin, silah kaçakçılığı vs. yapmasını yakıştıramayız.

8. Doğudaki savaşın sürmesinden çıkarı olanlar yönünde fikir üretmeyiniz, halkın çıkarları yönünde hareket üretiniz. Halkın çıkarı barıştır. TSK'yı belli bir grubun, sınıfın veya ırkın ordusu konumuna indirgemeyiniz, bu tür tartışmalarda taraf durumuna düşürmeyiniz, TSK ülkenin, halkın ve milletin ordusudur. Sorgulanamaz bölünmez bütünlük muhabbeti bölücülüğün başlıca unsuru olmaktadır.

9. Seçilmiş Başbakan'a "kamu yönetimi yasa tasarısını bize danışmadınız" vs. ifadelerinizi ve ifade tarzınızı, bunların arkasındaki zihniyeti yakıştıramıyor, olmamış sayıyor, bir daha olmasın diyoruz.

10. Devr-i sabık korkusu ile yaşamayınız. Siz yumuşadıkça, halk değişime ayak uydurmaya hazırdır.

11. Kışlayı vatan sathına yayma fantezilerini bırakınız.

12. Kimse savaşta Çevik Bir'in arkasında ölmek istemez. Kadın bakana "kazığa oturturuz" dediğinde hiçbir feminist, insan hakları veya sivil toplum örgütünün gık diyememiş olmasına bakmayınız. Evet, güce tapar ve Stockholm sendromlu bir toplumuz ama bu çağda, bu topraklarda, mevcut konjonktüre göre bu ülkenin atılım yapması icap etmektedir, bu da geçen yüzyılın zihniyet ve mantaliteleri ile mümkün olamaz. Ayrıcalıklarınızdan feragat ederek, siyasetten kopunuz. Bu çağa ait bir ülkede olmanız gereken konuma dönünüz.

13. Ferhan Şensoy gibi modası geçmiş zavallıların hezeyanlarından gaz almayacak kadar olgun insanlar olduğunuzu biliyoruz.

14. Bütçeniz ve harcamalarınız sorgulanabilecektir. Özelde, İlhami Erdil gibilerinden utanç duyunuz. Bu utanç duymayı bile engelleyecek, mantığın ötesinde bir bağlılıktan kaçınınız. Değerlere bağlı olmak kişi ve mevkilere bağlılıktan önce gelmelidir.

15. Savunma Bakanlığı'na bağlanmanız gerekir. GK Başkanı düzeyinde basın toplantısı düzenleyip, koşarak biata gelen medya kaşalotlarının siyaset tuzaklarına gönüllü veya gönülsüz düşmeyiniz. Askeri konularda konuşunuz ve savunma muhabirlerini muhatap alınız.

16. NATO'da çift başlı temsile son verilmelidir. Ayrıca, ABD'ye bu kadar bağımlı ve İsrail'le kanka bir kurum iken güya ABD karşıtı ideolojiler üretmeyiniz. (Komik oluyor paşam. Arz ederim.)

17. Ekonomiden elinizi çekiniz.

18. Milletin parasıyla alınmış İkinci Dünya Savaşından kalma ABD malı istihkam araçlarını dizip asker ana babalarına törenlerde hava atmak anlamsızdır.

19. Vatandaşın çocuğuna kötü muamele etmeyiniz. Hizmetinizde kullanmayınız. Beleş işgücü muamelesi, savaş esiri muamelesi çekmeyiniz. Millet üzerinde hakimiyet amaçlı psikolojik baskı unsuru olarak askerlik hizmetini kullanmayınız.

20. Askerlik acemilik askerliği süresine (1 ay, 3 ay, 75 gün neyse) inecek, sadece atış, spor, askerlik eğitimi, okuryazarlık kursu, NBC ve ilkyardım eğitimi verilecektir. Kalan tüm hizmetler özel şirketlere yaptırılacak ve sivil personel alınacaktır.

21. Ordu profesyonelleşecektir.

22. Şehitlerden prim yapmayınız, iktidarınız için psikolojik araç olarak kullanmayınız, aksine sorumluluk duyunuz. Bir fiyasko yaşandığında, ihmal ve kusurları gözardı etmemiz için medyaya gürleyip parmak sallamayınız. Evet Aktütün'de o çocuklar saatlerce çatıştı, kahramanca öldü. Yardım gelmedi. Komutanınız golf oynarken görüntülendi. "Ben mi gideyim" zihniyetini derin yaralar açtı. Milletin evlatlarının canları size emanettir, vurdumduymazlık yapmayınız. Halkı kurumdan soğutmayınız.

23. İnsan hayatına ve insan haklarına kıymet veriniz. İşkencehaneleri (DİSKO) kaldırınız.

24. Daha küçük, daha etkin, daha uzman ve bağımsızlığın garantisi olarak teknolojisini kendi üretebilen (Aselsan'da şifre teknolojileri ile ilgilenen pırlanta gibi üç genç mühendis çocuğumuzun arka arkaya öldürülmesinde intihar ihtimallerine inanmamızı beklemiyorsunuz sanırım) orduya doğru yapılanmaya gidiniz.

25. Yolsuzluklara dur deyiniz, silah alımları, İsrail'le, ABD ile olan ilişkiler sivillerce denetlensin.

26. Yargıya saygı duyunuz. Çift başlı yargıya son verilmesine razı olunuz.

27. Barışın konuşulduğu dönemde 33 silahsız erin katledilmesi ve diğer olaylar, şemdinli, Büyükanıt'ın çelişkileri, birbirinize de yaşamayı dar ettiğiniz bu psikolojik sorunlu atmosfer, ayak oyunları, iktidarınız, en alt rütbeden en yukarıya erkeklik gösterisi zihniyeti, entelektüel düzeysizlik ve çapsızlık, gettolarda yaşama, halktan soyutlanma ve güvensizlik, cemaat yapısına bürünme, sivil olanı küçümseme, saçma ast-üst fetişi ritüelleri, emekli komutanların şirket yönetim kurullarına alınması ve akçeli 28 şubat rezaletleri, onun bunun fişlenmesi, "yeşil sermaye"den resmen haraç kesilmesi, korku imparatorluğu, militarist vesayet vs. bu ülkenin genelkurmayına yakışmayan medya haberleridir.

Bunlar dış mihraklarca fonlanmış, hain, gerici, bölücü fikirler değil, çağdaş bir ülkede olması gereken, güçlü Türkiye'nin dinamik ve etkin ordusu hayali için pek çok dürüst vatandaşın dillendiremediği düşüncelerdir.

Vatan hainliği değil vatanseverliktir.

Ermeni, Kürt, Alevi, ateist, dinci, misyoner, siyonist, mason, devlet düşmanı, fethullahçı, gay, vicdani retçi, solcu, liboş, Amerikancı vs. olmadığımı saygılarımla belirtir, fişleneceksem de "shere khan, rudyard kipling'in ormanın kitabı romanındaki sevimli kaplan karakteri; düşünceler - tehlikesiz, ayakçı, boş laf üreticisi" olarak fişlenmek istediğimi arz ederim. Ciddiye almayınız. Blogumu kimse okumamaktadır.

Bu makalede belirtilen kişi, kurum ve görüşlerin herbiri hayali olup tamamen gerçek dışıdır.


(HAMİŞ : 27 Mayıs'ta albaylara selam duran, teğmenlerce tekmelenen generalleri, alaşağı edilen GK Başkanlarını, hiyerarşisi ve disiplini bozulmuş silahlı bir yığın, milletin parasıyla alınmış silahları millete çevirebilen bir zihniyet, en büyük tehlikeleri kendi vatandaşları olarak gören bir toplum mühendisliği, ülkenin seçilmiş başbakanını "ben sizin iplerinizi tutanı biliyorum" diye bir mektup bıraktırarak ipe gönderen, boğazına kadar siyasete batmış, çift başlı ve oldukça kötü yönetilen bir ülkenin her koşulda haklı ordusu ve onun "dış" ağabeyleri, "our boys"ların ebeveynleri; içerideki kapıkulları, yalakaları, ortaklarıyla oluşturduğu 3. dünya fotoğrafı ile 21. yüzyılın bölgesinde söz sahibi, vatandaşına barış, refah ve yüksek yaşam standardı vaat eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savunma organı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (olması gereken) fotoğrafını hiç mi hiç bağdaştıramadığımızdan, bu konulara girmediğimizi de saygılarımızla arz edelim.)

Hiç yorum yok: