Pazar, Mayıs 31

Nerdesin Sen?

...

Burdayım, burda.

İnternet gidip gidip geliyor. Sinir oluyorum.

Birkaç gündür aklıma yazı konuları geliyor; genelde böyle bir kelime, cümle, resim, görüntü geliverir, doğaçlama yazıveririm.

Lakin şu bağlantı kopukluğu resmen soğuttu beni blogdan.

Not almak amacıyla birkaç konu başlığını yazayım buraya madem. Sonra yazar mıyım bunları onu da bilmem, araya başka konular girebilir falan, üşenebilirim de.

1. "Ben 'Bay Hazan'. Ben de Mevlüt." başlıklı bir yazı. Mevzu, insan. Takma isimli iki karakterin peşpeşe monoloğu. Biri hedonist, biri dindar, ikisi de hayali arkadaşım. Kendilerinden bahsederken bana geliyorlar, bu arada gölgeler de yavaş yavaş değişiyor (Beyaz Kale hesaaabı), yazının son cümlesini ise ben söylüyorum. Siz de aslında kendinizi okuyorsunuz.

2. "Hiç Değişmemişsin Açelya" anılar, kopmalar vs. üzerine hüzünlü bir güzelleme. Gerçekliği de var (blog title'ının sol üst köşesindeki gözler Açelya'ya ait, olduğunda kızıma koymaya 12 yıl önce karar vermiş olduğum isim de)

3. İGGP (İktidara Gelmesi Gereken Parti) Programı. Ütopya. Tümüyle anti-militarist. Geyik bir anlatımla, vurucu tespitler. Özellikle "dik duran" bir yönetim özlemi. Halkçı, özgürlükçü, temiz. Devleti "gerçek bir demokratik hukuk devletine inkılap ettirecek" cinsten. Hayali yani.

Seviyesiz Siyaset'te yaptığım bir yorumdan,

---
“birkaç yüz kişi kızılayda / taximde yürüseydi, menderes’i asamazdık.”
mbk üyesi bir paşa

“…ne idüğü belirsiz yeniçeri bozuntuları”
alparslan türkeş (kendisi aralarından kovulduktan sonra)

- erbakan o belgeyi imzalamayı reddetseydi ne yapacaktınız?
- hiçbir şey. bir planımız yoktu.
28 şubatçı bir paşa

özetle, dik durulmalı. güce tapan iki yüzlü bir milletseniz, hak.

çevik bir kişisi bir KADIN bakan için, “kazığa oturturuz” dediğinde, her zaman sesi çok çıkan feministler, örgütler vs. gık demiyorsa, selam duruyorsa, müstehak.

---

bu minvalde bir yazı.

4. son günlerdeki medya öküzlükleri üzerine iç boşaltma (bunu kısmen yine aynı blog'da yaptım. Allah razı olsun be seviyesiz:)

buyrun:

---

bir diğer yüzü kara için bkz.http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11762243.asp?yazarid=249&gid=61

durmuş saat günde iki kez doğruyu gösterir hesabı bekir coşkun ilk kez faşist olmayan bir yazı yazdı ya, anneannesiyle ilgili. bidon kafa da laf sokmuş, onun anaanesi ermeniymiş, ertugrul ozkirk’ün babannesi çarşaflıymış, onlar yırtmış, bununki türk ve başı açıkmış, çekmiş falan.

çüş!

herşeyin bilerek olduğunu, amaçlı olduğunu falan biliyorum da, bazen bu kadar öküz olmalarına dayanamıyorum. götünden anlamanın en güzel örneği. bu da eğitim gerektiren bişey heralde.

be yılmazım, hiç çıkmayaydın şu izmirden be yaw! asfalyayı attırıp, suratına çiğdem tüküresim geliyor bazı bazı. boyoz beyinli seni.

---

Bu, en hafifi.

5. "Düzceliyim!" başlıklı bir yazı, ait olma üzerine. Çocukluğa, geçmişe, mutluluğa, hüzne, hayatın getirdiği dalgalanmalara güzelleme, depreme de bir ağıt. İçerisinde Akşehir, Çakıllar, Yeşilova, Konuralp, Düzce, Konya, İzmir, Samsun, Ankara ve İstanbul'dan izler.

6. "Elveda Düzce..." başlıklı bir diğer yazı, kopuşlar ve özlem üzerine. Mekan dokuları, hatıralar, duygular, temelde bir iç çekiş. Coşku ve umudu elden bırakmadan. Mutluluğa ve zamana belki ama, hayata tam anlamıyla güzelleme.

7. Aşk - evlilik - cinsellik ........

Evet, bu sonuncusu, şimdi geldi aklıma, yazabilirim şu an bi dünya. Hala kesilmedi bağlantı. (Internet bağlantısı canım.)

Boşver başka şey geldi aklıma. Tutunamayanlar'ı okuduğumda şunu demiştim: "Oğuz 724 sayfaya çok şey sığdırmış." Şu anda (araya pek çok kitap sıkıştırdıktan sonra nihayet başladım) Atlas Shrugged'ı okuyorum (evet daha yeni okuyorum, öküzüm), şimdiden söyleyeyim, 1200 sayfaya çok şey sığdırmış haspa.

...

Yazar mıyım bilmiyorum. Yok, o anlamda değil. Yani, yazar mıyım bişeyler, bilmiyorum. Soğudum lan resmen. Okuma arası diyelim.

İş ve aşk umudum da var.

Biraz hayatı yaşayayım be yaw! Ankara'dan sonra iyice kapandım eve!

Hayat arası belki de.

...

Hiç yorum yok: