Pazartesi, Şubat 14

Al Sana Internet!

...

Nolmuş?

İki aya yakın "hiçbişeycikler" demediysem nolmuş, şehir ve iş değişikliği ve bir takım olaylar, o kadar ağlaklığın, o kadar isyankarlığın, o kadar tutkubazlığın üstüne bir dirhem huzur, bir dirhem şükredilecek şeyler ve de mutluluk sürprizi, sair sahneler, özlenen gözyaşları.

Ne var, kimin neyine, kim ne yapmış, ne demiş yani, kim yokluğumu fark etmiş?

Kimse.

Bir "internet arkadaşım" fark etmiş, o da yaşayıp yaşamadığımı sordu, sonra da küstü. Oysa kahvaltıya dahi götürmüş beni, güzel bir arkadaş kendisi. Daha da kimseciklerle görüşmem buralardan. Yere bata sosyal medyanız, kikirdek garılee, arabalı piçlee!

Kafası çalışan insanlar var deyu takip ettiğim ff'te de insanların görüşüp tanışmaları olayı serinletti beni bir dönem, hadi o geyik arkadaşlık falan da fasbükten tanışıp çıkmaya başlayan çiftler oluşmaya başladıkça çevremde, noluyo lan bu millete, bu zamana noluyo lan böyle diye afallamadım değil.

Üzgünüm, yirminci yüzyıl kişisiyim bu konuda, görecem, duyacam, dokunacam, sokulacam arkadaş. Üzgünüm.

Ayrıca da acaip istisnai bi durumun rahatsızıyım şu ara. Mutluyum ve seviyorum ve de gayet ciddiyim ben bu on dört şubat! Kaşar falan da deelim artık. Köy peyniriyim.

Aha da buraya yazıyorum, yazarım arada. Çok da ff diyelim her beraber.

...