Perşembe, Mayıs 14

İki Mekan Özelinde İzmir Ambiansı



Mekanların herhangi bir özelliği yok.

Anlatmaya çalışacağım da, İzmir'e ait olan sıcaklık, samimiyet.

Bu şehre siyasi açıdan bakmayın.
Evet, buranın "default" partisi CHP'dir.
Ama Serbest Fırka'ya müthiş ilgi gösteren; Gazi'ye suikastın, Menemen olayının yaşandığı şehir de, burasıdır. Havaalanının adı Adnan Menderes Havalimanı'dır. Şener Eruygur'un hazırlatmış olduğunu öğrendiğimiz "illere göre irtica rehberi"ne göre irtica notu 100 üzerinden 100'dür. Gülen hareketinin ilk adımları bu şehirde atılmıştır. Uzan'ın partisine en çok oy veren il burasıdır. Ertuğrul Özkök ve Yılmaz Özdil a.k.a "Bidon Kafa" gibilerini de bu şehir çıkarmıştır.

Yani İzmir'de siyaset karışıktır.

Burada relax olacaksınız.

Şehrinin ve kızlarının güzel/bakımlı olduğu, bilinen birşey.

Ege insanının sıcaklığı, rahatlığı da malum.

Benim size anlatacağım, başka birşey.

KARDEŞLER KIRAATHANESİ

Her şehirde mutlaka vardır bir Kardeşler Kıraathanesi. Buca'daki kardeşlerde, bizi çeken neydi, bunu hala çözemem. Şort giymeleri bile olabilir.

Kahvelerin standart müdavimleri yaşlılardır.

Çetin Altan'ın binli sayı vererek belirttiği "erkek erkeğe" kahvehanelerde, bunlar yaşlı erkeklerdir.

Bu kahveyi farklı kılan da, masalarınızdaki kız arkadaşlarınızın, mekana, kahveye, bahçedeki asma altına, insanlara, dekoru hiç bozmadan, hiç sırıtmadan, yadırganmadan katılabilmesidir.

Ve tavla atarken kız arkadaşınız, erkek arkadaşınızla, siz yan masaya bakarsınız.

Okuldan matematikçi, iktisat doçenti, muhasebe profesörü ve pazarlama profesörü okey oynamaktadır.

DUNGEON

Bornova'da akşam birşeyler atıştırırsınız. Canlı İspanyol müziği çalan bir yerde takılır, 12-1'i edersiniz.

Sonra Dungeon'a gidersiniz.

Nu-metal çalan grubun verdiği aralarda, RHCP klibi döner.
Bira ucuzdur. Bir elinizde sigara, bir elinizde bira vardır.

Başınız dönmektedir.

Herkesin başı dönmektedir.

Bir noktadan sonra farklı şekillere girmeye başlarsınız, ahey ahey ahey diye bağırıp halay pozisyonu almalarınız garip kaçmaz. Kimse size bakmaz. Herkes kendi dalgasındadır. Herkes eğlenmeye gelmiştir.

Karıncalanmış beyninizle kendinizi kahkaha krizlerinde dışarı attığınızda, asıl mutluluğu burada tadar, kendinizi evde hissedersiniz.

Saat 3'tür ve dışarısı içeriden daha kalabalıktır.

Kendinizi Ege kampüsünde sanırsınız. Kaldırımlarda, çimlerde oturmuş gençler, sakin, devam etmektedir. Kimseyi tanımazsınız ama oradaki kimse size yabancı değildir.

Ve bir sosislinin tam zamanıdır.

DİĞERLERİ

Ankara'da ise akşam, geleneksel ve şık bir restoranda yemekle başlar. İki kişiyseniz 35'lik rakı söyleyeceksiniz, hanımefendi(ler) şarapçı ise şarap getirteceksiniz.
Etrafta takım elbiseli insanlar iş konuşmaktadır.

Sağlam bir hesap ödedikten sonra, "cila çekmek" için bir concon mekanına gidilmeli ve bira içilmelidir.

İkinci mekan, çoluk çocukla, ergenle doludur. Kafanızda yatak hesapları, harcadığınız parayı çıkarma hesapları vardır. Siz de Ankara'ya uymuşsunuzdur. Muhabbet sarsa da sarmasa da, atmosferin samimiyetsizliğinden, yapmacığından, kendinizi biraya vurursunuz.

Sonra da kısmetinizi yaşarsınız.

Ve sabah kalkıp işe gidersiniz. Ama bünye alışıktır.

***

İstanbul ise konsept dışıdır. Ayrı bir dünyadır.

Ütopyadır.

Bir kere, çok büyüktür. Çok fazla tat vardır.

İstanbul'daki görmemiş burjuva hayatının içinde, pisliğe bulaşma veya yapmacığın, gösterişin ortasında sinir krizine girme tehlikesi vardır. İstanbul'da kıro çoktur. Zenginiyle züğürtüyle.

İstanbul'da herşey vardır. İstanbul'da paranız varsa herşeyiniz vardır.

Ve sizin İstanbul'daki dünyanız, size, çevrenize göredir.

Yine de hiçbiri, size o İzmir'deki havayı, o tadı vermez.

Başkadır. İzmir'i yaşayan bilir.

---

Ankara'da arkadaşım, yıllık izinde ilk kez gittiği İzmir dönüşünde "bi bok yok lan" dediğinde ve Ankara'nın gece hayatının İzmir'i katlayacağını söylediğinde, aval aval bakmıştım.

Ankara'nın daha büyük olduğu doğruydu.

---

Evet, genelleme yapmak yanlış, değerlendirme de kişiye göre değişir.

Şu anda bu şehirlerden birinde yaşamıyorum.

İzmir için anlattıkların 2001-2005, Ankara 2007-2008 yıllarındaki şahsi gözlemlerim.


Ve bunları da, üniversite çağını İzmir'de, erken kariyer dönemini de Ankara'da yaşadığım için bu şekilde, bu duygularla yaşadığımı biliyorum.

Ama birşey, beni fikrimden caydırmıyor.

İzmir başkaydı be!

Hiç yorum yok: