Çarşamba, Haziran 17

Kelime...

...

Öncelikle Bkz. Kambur Kelime, bu blog.

Ayrıca Bkz. Herşey Bu Bir Paragraf İçin, bu blog.

Sözü okumaktan gözlerini kaybeden irfan insanına, mütecessis fikir işçisine bırakıyorum.


Kelime

1

Bir adam Meçhule tırmanıyordu. Sisyphe'e benziyordu uzaktan. Bir adam Meçhule tırmanıyordu topraktan. Arkası uçurum, yanları duvar. Kaç sabah güneşle selamlaştılar, kaç aksam yıldızlar feneri oldu, bilmiyor.

Koro
Olemp'e yalnız gidilmez. Kervanla
çıkılır yola. Bin çıkılır, bir
varılır; bir çıkıp bir varılmaz.
Olemp'e yalnız gidilmez


Ve adam tırmanıyordu. Musa'nın gözünü kamaştıran nur, kavurdu gözbebeklerini.

Koro
Kayaya çaktılar Promete'yi, Homer'i
karanlığa gömdüler, Tanrılara yaklaşan,
Nemesis'in gazabına uğrar.


Adam haykırdı: Nemesis, Nemesis! Yıldırımlar gibi ulu çınarlara musallat Tanrıça... Ben ne Olemp'in sırlarını faşeden bir yari-Tanrıydım, ne erguvanlar içinde doğan bir prens. Ama madem ki, parmakların bana kadar uzandı, madem ki beni de hışmına layık gördün, seni utandırmayacağım. Ya ölüm boğacak şarkılarımı, ya elimden aldığın dünyadan daha muhteşemini yaratacağım.

Ve Meçhule tırmanan adam Kelime oldu.

2

Tanrı, yıldızlarla oynayan bir çocuk.

Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin.

Kelime ormanda uyuyan dilber, sair uzaklardan gelen şehzade.

Öyle seveceksin ki kelimeleri sana yetecekler.

Yıldızlar Tanrı’ya yetmiş mi?

Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve dualarda muhterem. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven.

Kelime, kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime adem.


3

Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir aksam. Nereden gelirler bilinmez. Kah çığlık çığlığadırlar, kah sesleri işitilmez.

Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgar sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz...


4

Saçlarından yakalayamıyorsun zamanı, mısraa, şarkıya kalbedemiyorsun. Ve sükut medar ormanlarındaki bitkiler gibi büyüdükçe büyüyor.

Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kağıda geçirmek istiyorsun; kağıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklüböceğin izleri kadar aldatıcı.


Kitap


1

Her kitap, tılsımlı bir saray. Kapıları ilk gelene açılmaz. Büyükler de kıskanç, Tanrılar gibi. yalnız Numa'ya görünmüş Egeria. Beatrice, Dante için Beatrice. Kitaplar, kadınlara; kadınlar şehirlere benzer. Paris, Londra veya Madrid... herhangi bir dişi kadar muhteşem, herhangi bir dişi kadar alelade. İnsan şehriyle biner trene; şehri, yani zaafları, alışkanlıkları, zilletleriyle. Her kitapta kendimizi okuruz. Kendimizle yatarız her kadında. Kitaplar, kadınlar, şehirler, metruk kervansaraylar gibi boş. Onları dolduran senin kafan, senin gönlün.


2

Ruh yazının icadından beri ölümsüz. Kaya homurdanır, mermer gülümser, konuşan yalnız kitap.

Logos Spermaticos, diyor bir yazar: gebe bırakan söz. Kimi?


3

Kartacalı Augustinus, buhranlar içinde kıvranıyormuş. Bir yandan bütün sıcaklığı, bütün diriliği, bütün şuhluğu ile hayat: şarap, kadın, tiyatro... Ötede çile.

Kafesteki bir aslan gibi isyanla, öfke ile, endişe ile dolaşırken bir ses gelir kulağına hafiften: Al ve oku. Ve önünde bir kitap açılır: Aziz Petrus'un "Mektuplar"ı. "Ömrünüzü şölenle geçirmeyin. Kaçın tenin hazlarından."

Ve çapkın Augustinus, Aziz Augustinus olur.



4

Şuursuz bir büyücü Gütenberg! Işığı paçavraya hapsetmiş. Yüzyılları kutularla doldurmuş Gütenberg'in çocukları, peygamberleri işportaya dökmüş; tuğla kadar değeri kalmamış dehanın. Eflatun, bir sokak kadını gibi her isteyenin yatağına koşuyor. Don Kişot futbol maçı biletinden ucuz.


5

San Cassino'da çile dolduran Machiavelli, aksamları kütüphanesine girerken kirli libaslarından sıyrılır, bir tacidarın huzuruna çıkar gibi itina ile giyinirmiş. Sonunda kendi de kitap olmuş. Kitap, yani ışık.


6

Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar.

...

Hiç yorum yok: