Perşembe, Haziran 25

Fazla Düşünmeyin Albayım...


...

(E.) P. Alb. Uygar Tekdüze'nin canı fena halde sıkılmaktadır. Özellikle emekli olduktan sonra yaşadığı bir hadise onu derin derin düşünmeye itmiştir. Kaçırdığı bir belediye otobüsü -Uygar Albay otomobil kullanmayı bilmemektedir, hep servisi ve şoförü olmuştur- arkasından "Dur!" diye bağırmasına rağmen durmamıştır.

Albayın aklına mükemmel bir fikir gelir.

Hemen oturduğu ve yöneticiliğini yaptığı apartmanın karşısındaki bakkaliyenin yolunu tutar.

Bakkalcıya, günlük 10 lira ödeme yapmayı ancak karşılığında dükkanını denetlemeyi teklif eder.

Birkaç saniye düşünen bakkalcı, ayda 300 lira ile dükkan kirasınının bir kısmını karşılayabileceğini düşünerek, teklifi hemen kabul eder.

İlk gün, Albayın "Bunlar niye burda!", "Bu ne dağınıklık!", "Bu bisküviler niye hiza istikamete bakmıyor!", "Bu ne karışıklık!", "Temizle şurayı!" şeklinde emirleri ve bakkalcı esnafının "Ya sabır, tövbe"leriyle geçer.

Ancak ikinci gün, bakkalcıdan muvazzaf olduğu dönemde sıkça kullandığı kelimelerin benzerlerini işiterek dükkandan kovulması, Albayın çok gücüne gider. Olan bitene anlam veremez, bakkalcıya mukabele ederek onun seviyesine düşmek de istemez, canı sıkkın, dükkanı terk eder.

Ertesi gün, köşedeki tuhafiyeciye günde 20 lira teklif eder.

Aynı şekilde bu sefer üçüncü gün kovulur.

Albay böyle böyle -her seferinde fiyatı üç beş artırarak- bütün mahalle esnafını dolaşır. Her seferinde kovularak bir ayı geçirir.

Neden sonra, günlük 50 liraya anlaştığı bir ekmek fırınında hiçbir problem yaşamaz. Her teftişinde, fırıncı derhal ayağa kalkmakta, elemanları hizaya sokmakta, albayın her dediğine de "Emredersiniz komutanım!" demektedir. Emirler yerine getirilmese bile, herşey yerli yerinde ve "muntazam" görünmektedir.

Üç ay sonra, albay işkillenmeye başlar. Dürüst kişiliğini takdir ettiği fırıncı ile konuşmaya karar verir.

Herşeyi olduğu gibi anlatır, ve neden kendisinin diğer esnaflar gibi davranmadığını sorar.
.
Fırıncı gülümser, "Fazla düşünmeyin komutanım," der, Albay meraklanır, "Mehmet evladım," der, "mesleğin hep fırıncılık mıydı?"
..
"Yok komutanım, ben, Mehmet Ekmek Fırını'nın sahibi, Emekli Astsubay Mehmet Emirer."
...
Bonus Siyaset Okuması: Melek Ordumuz Asla Yapmaz!

Hiç yorum yok: