Cuma, Haziran 19

Bu Adam Kimden Bahsediyor?

...

Adamım yine döktürmüş...

Lütfen okuyun, Allah aşkına okuyun yaw, he he deyip geçmişsinizdir belki. Okumazsanız dokunduruyor zira, "Sen gazete okuma... Kitaba elin değmemiştir, bilirim..." falan diyor, aman ucu dokunmasın.

Sırf bu gentleman'in istemediği partiye oy verdiler diye, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanı -kaçıncı kez- ayı yerine koyuyor, cahil diyor, duyarsız diyor, aptal diyor, ayranbudalası diyor, daha fazlasını demeye getiriyor.

Bu vatandaş ve tayfası ilerici, milyonlar gerici.

"Islah edilmesi" gereken hayvanlar topluluğu, bunun bir benzerinin deyişiyle yığışım, kara kalabalık bu memleketin insanları.

Eyvallah, peki. Hadi öyle olsun.

Ben, kendi adıma, bu ülkede yaşayan kendi halinde bir genç birey olarak görüşümü söyleyeyim, naçizane, hakkım varsa.

Senin millete hakaret etme hakkını nerden aldığını da sorgulamayacağım söz.

Tüm bunlar seni ilgilendirmez demişsin, ilgilendiriyor, takip ediyorum, yıllardır. Dizi seyrettiğim, erkenden uyuduğum falan da yok. (Asıl senin çay demleyip erkenden yattığını, gündüzleri de Ankara sokaklarında "Onuncu Yıl Marşı'yla" adi adım yürüdüğünü okumuştum.) Neredeyse tüm gazeteleri ve yazarları okuyorum (maalesef, sen dahil). Benim yerime düşünen falan yok, olmasını da istemiyorum, bunun düşüncesinden bile tiksiniyorum. Benim için canını veren olduysa, bu senin savunduğun oligarşik güruhun kodaman mensupları değil, sisteminizin kurbanı bir garibandır olsa olsa (ve hakaret ettiğin yığışımın mensubudur) ve ben her ölüme üzülüyorum, ölümlerin de benim için falan olmadığını biliyorum. 25 yaşındayım ve senden daha fazla kitap okumuşumdur. Paris'e falan gitmek nasip olmadı ama senden çok daha dünyalıyım mantalite itibarı ile, ikibinotuzları hayal ediyorum (senin gibi bindokuzyüzotuzları değil). Neden zengin ülkenin yoksuluyum, sorguluyorum, ve sana, gazetene, temsil ettiğiniz sisteme acı bir gülümseme ile bakıyorum. Bu arada o dediğin "Unutma ey halkım... Unutma bizi..." diye ricada bulunan adamı kimlerin, hangi kirli düzenin katlettiğini de senden iyi biliyorum, sen bu düzenin parçası olduğun için onların işaret ettiği tarafa bakıyorsun. Nohut, kömür, kanepe falan almadım. Seçeneklerin hiçbirini kendime yakın bulmadığım için oy kullanmadım. Senin insanlara hakaret etme hakkının gerekçesi (?) olan partiye de oy vermedim, senin oy verdiğin devletçi-gerici ama size göre her daim ilerici (!) partiye de. Devlet içindeki soğuk savaş da, senin savunduğun oligarşik düzenin geç kalmış bir tasfiyesi ile -elli (yüz?) yıldır biti iyice kanlanmış- paslı çivilerin buna direnişinin çatışmasıdır. Bu temizlikte kodese tıkılan maşaların "benim akılsızlığımın faturasını ödediklerini" falan düşünmüyorum (hele vatan kurtaran aslan olduklarını hiç düşünmüyorum, aklı olan kimse de düşünmüyor), ki beter olsunlar ve devamı gelecek, gelsin istiyorum, elebaşlarına kadar. Tek bir şeyde aynı düşünüyoruz diyebilirim, evet, "başları dertte", aşağıladığın kalabalığın yıllardır olduğu gibi.

Şimdi, "ilerici" ve "çağdaş" aydın, mental olarak içinde bulunduğum ve fiziksel olarak beraberce yaşadığımız 21. yy.dan senin histerik / acıklı dünyana sesleniyorum: asıl sen at gözlüklerini çıkar.

Şu pasajı da iyi oku,

"Türkiye’de, 1960’da fert başına düşen gelir 194 dolardan bugün 10.000 dolara ve ihracat 200 milyon dolardan 130 milyar dolara yükselmiş, dışa açık bir piyasa ekonomisi modeline geçilmiştir. 1960’da Türkiye nüfusunun yüzde 30’u şehirliyken, bugün yüzde 80’i şehirlidir. 1960’da yüksek öğrenimde okullaşma oranı sadece yüzde 3 iken, bugün yüzde 40 civarındadır. 1960’larda Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi dernekler dışında sivil toplum kuruluşu yokken, bugün binlerce gönüllü kuruluşun milyonlarca üyesi mevcuttur.

Kısaca, 27 Mayıs’tan bu yana geçen yarım asırlık dönemde Türkiye, kapalı, fakir, köylü, eğitimsiz ve örgütsüz bir toplum yapısından dünyaya açık, zenginleşen, eğitimli, şehirli ve örgütlü bir toplum yapısına ulaşarak tam bir ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasî bir dönüşüm gerçekleştirmiştir.

Sizin anlayacağınız, artık karşınızda borazanları öttürerek koyun sürüsü gibi güdeceğiniz bir toplum yoktur..."


Artık ne adına hangi konuma düştüğünü de kendin düşün Bekir Amca.

...
Edit: Bir de Seviyesiz'den okuyun.

Hiç yorum yok: