Perşembe, Haziran 11

Allah Belanı Versin Çekim Yasası!

...

Çekim yasası gereği, Ankara'da bana akıllarınca kumpas kuran insan müsveddelerinin kafalarına sıktırmadım.

Kötü hiçbir şey düşünmemem gerekiyordu, ne ekersem onu biçerdim, benim de mutlaka suçum olmalıydı, bana "Sana bunu yapanlar için bişey diyo musun?" diyen üst düzey yöneticime "Analarını belleyin müdürüm!" yerine, "Herkesin günahı kendine yeter," diyecek kadar İsa idim.

İftira / ihanet / entrika pisliğinin içinde haklı ve mağdur olarak bile durmayacak kadar temiz; kendi suçluluk payımı düşünerek, arkama bakmadan çekip gidebilecek kadar asildim. (Tabi işverenlere bunları değil, Perakendeci'nin bana sunduğu mağaza müdürlüğü geleceğinin beni açmadığını söyleyecektim uygun dille, ki bu da doğruydu.)

Bu perakende deviyse, ben, ne de olsa, bir ay içinde, Ankara'da, FMCG'de, daha iyi bir işi, bulabilirdim.

Bişey & Bişey adıyla maruf ünlü Amerikan FMCG deviylen uzun soluklu bir sevişmemiz oldu. (Kaç posta sayamadım.) Sanırım okuduğum üniversite "marka" olmadığı, yada ben yeterince "concon" olmadığım için elendim. (Geçen sene de Toyota Motor Europe'tan elenmiştim, alışkındım.)

Düşünüyordum, istiyordum, inanıyordum ama bir türlü "al" aşamasına geçmek nasip olmuyordu. (Lanet para umrumda değildi, bir vesileyle parlak bir kariyer tüneline girip, çılgınca ilerleyip, mesleğinde uluslararası bi adam olup, çocukluğumla şimdiki zaman arasındaki düşüşü fazlasıyla telafi edip, şu dayanılmaz başarı açlığımı telafi etmek, eski günlere dönmek için!)

Her ay, bu ay iş buluyorum diye düşündüm.

Ankara'da fazla tutunamadım, kısmen yenilgiyi kabul edip, Düzce'ye döndüm.

Yine de, birşeylerin peşini bırakmadım, hep bir hedefin, bir şirket ve pozisyon adında ifadesini bulan umudu var oldu.

Ne de olsa "bu ay şu işe gireceğimden", ne işsizlik parası almayı aklıma getirdim aylardır, ne de girmemeye yeminli olduğum KPSS'ye başvurmaya niyet ettim.

İşsizliği kabul etmedim, ben işsizim demedim hiç.

Ve işte son posta, İstanbul'da bir sigaracının MT sınavı, bir FMCG devinin (ilk baştakinin en büyük rakibi) iş mülakatı.

Sigaracıyı çok ciddiye almıyordum zaten, MT sınavını geçersiniz, birkaç aşama daha geçersiniz, sonra sizi okulunuz Boğaziçi olmadığından elerler, geçtik bu yollardan koçum.

Lakin o kariyer mottosu "Could it be U" olan güzide firmaya nasıl umutsuzca umut bağlamış olduğumu gizleyemiyordum kendimden.

Perakendeci'deki işimden ilk çıktığımda, bu güzide firmanın Mağazalar Koordinatörü Antalya pozisyonuna başvurup başvurmamakta tereddüt ederken (sağolsun her durumda akıllı "bir bilen" dostum Mehmet "Çaycı da olacak olsan gir lan!" diye özetlenebilecek bir bakış açısıyla beni ikna etmişti), şimdi -4 ay sonra- Mağazalar Koordinatörü Bursa pozisyonu için yalvaracak düzeydeydim (Antalya pozisyonunu içerden bir adayla doldurmuşlar, ama beni de özellikle not almışlardı yeni pozisyonlar için).

Önce çantada keklik gözüyle baktım, ben ne mülakatlar geçmiştim, o Perakendeci'ye torpilsiz / dışardan girişim zaten bir efsane değil miydi, lakin mülakat yaklaştıkça "nervous" olmaya başladım.

Yine de "olumlu düşünüyordum." (bkz. olumlu düşünmenin gücü, peh!) Zaten geçenlerde bir Bursa gezisi şansının ortaya çıkmış olması, daha önce de gezdiğim bu şehrin yaşanabilecek şehirler listemde ilk sıralarda yer alması da bir işaret değil miydi?

Mülakat 1 saat sürdü, iki profesyonel yönetici canıma okudu. Onlarla resmen cebelleştim.

Sonuçta ortaya -toparlamaya çok uğraşsam da- bu pozisyona kerhen yardırdığım, aslında çok da istemediğim çıkmış gibi oldu. Kendimi yalnızca satış yöneticisi olarak yeterli bulmuyor, stratejik pazarlama ve ürün/marka yöneticiliği de istiyormuşum gibi (ben de neysem!)...

Yine de "olacağına" inanıyordum. O işin kralını yapardım. Her türlü. Hem de yetti ulan bu işsizlikti. Firma da çalışılacak en baba firma zaten, Türkiye'nin çalışan memnuniyeti en tavan firması. Artı Perakendeci'dekinden daha fazla maaş ve de Focus, cabası.

Bugün beni aradıkları zaman umut ve sevincim tavan yaptı, eh olumsuz olsa mail atarlar!

- U'den arıyorum İnsan Kaynakları X ben, Serkan bey nasılsınız?
- Tşk. ederim X bey siz nasılsınız?
- Mülakat sonucu ile ilgili olarak aradım.
- Buyrun.
- Mülakatınız sonuçlandı.
- Buyrun?
- Ali bey başka bir adayla devam etmeyi tercih etti.
- ...
- Sormak istediğiniz birşey var mı?
- Hoşçakalın.
- (Taşşak geçer gibi) İyi çalışmalar.
- ??? Çat!

Karardı herşey.

Olumsuz düşünmeyi yasaklamıştım kendimce.

Bitti ulan işte, bitti!

Ulan çekim yasası, Allah'ın belası!

O kadar da "hayırlısıyla inşallah" demiştik.

Kaldın mı ulan sap gibi!

Olmayacağını hiç düşünmemiştim. Yine bir B planım yoktu.

Şimdi rahatlıkla haykırabilir miyim izin verirsen çekim yasası, bi çekil git, bi siktir git çay koy da!

BEN BİTTİM. BENDEN Bİ BOK OLMAZ. GİDECEK YERİM, YAPACAK İŞİM YOK. KAÇAK İŞÇİ YAZILACAĞIM BİR ALMANYA'M YOK.

Oh be!

...
Bonus Okuma: http://www.economist.com/sciencetechnology/displayStory.cfm?story_id=13815141

5 yorum:

gönül d. dedi ki...

Serkan Bey,hangi bölümden mezundunuz?Belki bir yerlerde daha önce zikretmişsinizdir ama, hatırımda yok.

Aklımızda bulunsun ..

Çekim yasasının sağı-solu belli olmaz. :)

Ebru dedi ki...

Ne diyeceğimi bilemedim. İşi çok yolunda gitmeyenlerdenim ben de. Gittiğim çalıştığım her firma iflas etmiştir:) 3 yıldır aynı yerdeyim burası da batarsa ben çocuk yapıp evde örgü örüp desti izdivaçları izleyeceğim.Böyle bittim filan olmaz. Bu ihtimal bitti demeli ve yola devam....

Shere Khan dedi ki...

@ Gönül hanım, Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir) İşletme 2005 mezunuyum. Düşünmüş olmanız yeter, teşekkür ederim.

@ Ebru hanım, doğru diyorsunuz, böyle çok kereler "bittim" gördüm ben hayatımda, bu kelimeyi uzun süre önce yasaklamıştım kendime, ama bu yazıyı da şöyle ilk anın piskolojisini rahat rahat haykırayım diye yazdım. Kötü haberin umut kırıcılığını görmeye çalıştım aynada.

gönül d. dedi ki...

Üzüldüğünüzü görüp nezaketen edilmiş söz değildi benimki. Beklediğimiz bir gelişme var. Ama 4-5 ayı bulabilir. Hiçbir şey de olmayabilir tabii. Siz o zamana kadar bir işe girmiş olmazsanız ve beklediğimiz gelişme olursa, haberdar eder fikrinizi alırım.
Ayrıca burası 'yaşanabilir şehirler arasında ilk sıralarda yeralıyor.' :)

Shere Khan dedi ki...

Gönül Hanım, ben olsam da olmasam da inşallah bahsettiğiniz gelişme gerçekleşir. İşleriniz büyür. Hayırlısıyla -inşallah- birlikte çalışma imkanı kısmet işidir tabi, her ne olursa olsun gelişme hakkında haberinizi bekliyor olacağım. Şeref duydum. Teşekkürler, iyi akşamlar.