Çarşamba, Ekim 28

Musallat Kelimeler

...

Hemen aklınıza o ağza oturan, alışkanlık yapan "laflar" gelmesin : "sikko!", "yarraam!" vs.

Aklınız hemen küfre çalışmasın arkadaşım, mevzu başka.

Şöyle ki, bazı insanlarda dönemsel olarak farklı kelimelerin, deyimlerin veya cümle yapılarının 'popüler'leştiğini gözlemler dururum.

Bir arkadaşıma bir zaman "dolayısıyla" kelimesi musallat oldu, adam konuşuyor, sırf bu kelimeyi kullanmak için olmadık taklalar atıyor.

Bir diğeri, "öngörümlemek" lafını cümle içinde kullanmak için garip gayretler içinde.

Ha, konuyu farklı yerlere getirip kimseyi eleştirmek değil amacım.

İsteyen kasar, isteyen skinin keyfine göre konuşur.

İsteyen "Savan da beni support etmek için adama şöyle dedi," falan diye cümleler kurar.

Benim takıldığım, hagaden de insanın konuşmasında, kelimelerinde, cümlelerinde, böyle meyve seçer gibi, alışkanlıklı, tarzlı, dönüşümlü, etkileşimli garip bir yan oluşu.

Acayip eğlenceli bir arkadaşımdan -o kadar direnmeme rağmen- bir iki kalıp da bana "bulaşmak" üzere; hatta konuştuğu her insana neredeyse bu kelimesel alışkanlığı "bulaştırıyor" çocuk.

Biri, hızlı bir şekilde söylenen "çok iyi çok iyi" sözü. Karşınızdaki insan komik veya onayladığınız birşey söylediğinde bunu derseniz, bir süre sonra alışkanlık yapıyor, kendinizi ota boka "çok iyi çok iyi" hatta "çokiyiçokiyi" derken buluyorsunuz.

Bir başka kalıbı, üç farklı boktanlık derecesindeki durum için, "sıkıntı yok", "sıkıntı var", "büyük sıkıntılar var" grupları. Bir kez kullanınca, bunlar da alışkanlık yapıyor. Bir durum, iş, olay, insan vs. ne tanımlarsanız tanımlayın, bunlardan birini kullanıyor oluyorsunuz.

Bir dönem Beyaz'ın literatüre soktuğu laflar vardı, "güzelim" hitabı, "keyifli" lafı, sonradan boku çıkan. "Saç şeklin çok keyifli olmuş," bu ne lan?

"Çıkmak" kelimesini de hamiyetli Türg gençliğimizin külliyatına sokan Çılgın Bediş Yonca Evcimik'tir.

Beyaz'ınkiler geçici olurken, "go out"un ithali kalıcı oldu, bi yere de gideceği yok.

İlginç konu, konuşma alışkanlıkları, kimi jargon keyif verirken, kimi insanı insandan alır.

Oturup analiz mi yapalım şimdi yarraam?!

...

4 yorum:

Ebru dedi ki...

Dönem dönem dediğin gibi bazı kelimeler hatta cümleler tamlamalar dilimize yapışıyor. Yaklaşık 1 aydır ota boka olur olmadık yerde, karşımdaki çok resmiyken bile "neyyyy" demek.Bazen toparlamakta zorlanıyorum bazen çok gülüyorum ama diyorum "neyyyy" Bir ara da "ne diyosunnnnn" takılmıştı dilime. Gözlerini pörtlete pörtlete ortada şaşılacak hiçbişey yokken üstelik "neee diyosunnn" demek de tuhaf oluyordu neyseki kurtuldum.

zihni örer dedi ki...

"Argolar" mevkilerinden kaydırılmadıkça, birazcık eğlenceli yanı bulunabilir de...

şu "msn dili" icar edilmiş ya "ohaa oluyom bunlara":))
ABD ve Avrupa insanlarının yüzdelik dilimli Türkçesiyle hafif sempatik duruma benzetmek gibi birşey olmalı "msn dili". Avrupalı olmak özentisini de kapsayabilir.
(oluorum, yapıourm... gibi)

Çocuğuna "aşkım, anneciğim, ablacığım.." diyenler, köpeğe "kızım, oğlum..." diyenler.

Sık uğramalıyım buraya da, nedense daha çok gürltülü bloglara kaymaktan alamıyorum kendimi:) Yalnız ben mi böyleyim, sanki herkes böyle...

Shere Khan dedi ki...

@ebru, çok iyi çok iyi, sıkıntı yok! :)

@zihni abi, dil işi hagaden acaip mevzu. modalar, eskimeler, yok olmalar falan oluyor ha, yüzyıllar falan neyse de, on yıl öncesi bile fark ediyor. alengirli konu.

blog mevzuna gelince, popüler bi yer olmamam aslında daha iyi. yorumlarını görmekten mutlu olduğum birkaç insan var, ki sen de daha buralar dutlukken yorum bırakanlardan birisin.

Adsız dedi ki...

Musallat Çok güzel bir film izlediniz mi ama gercekci