Pazartesi, Ocak 18

"Beter Olsunlar Canım, Azmıştılar, Müstehak!... Haksız mıyım?" - HAKSIZSIN ULAN!

...

Kısa keseceğim.

Din ve siyasetle ilgili duruşumu daha evvel şöyle özetlemiştim.

Ne var ki, bir müslüman olarak, -islamdan değil- müslümanlardan utandığım kadar da kimseden utanmıyorum, vesselam.

Kandan yazmasaydı haberim olmayacaktı, çok da güzel olacağıdı.

Lakin, gene damarıma basıldı işte, çok geç.

Efendim, Nuh Gönültaş nam bir müsvedde, Haiti'deki depremle ilgili herzelemiş. Neler zırvaladığı/kıvırdığı beni çok ırgalamıyor. Lafı bu yazının başlığındaki boka getirmiş.

Yo yo, sövmeyeceğim.

Sadece kısa birşey anlatacağım.

1999 depreminin hayatını değiştirdiği bir çocuktum. Mecburen Düzce'den "kaçmış", hasbelkader bir arsa sahibi bulunduğumuz Konya'ya yerleşmiştik, deprem açısından 'güvenli' idi o memleket.

Babam ve diğerleri dönmüş, ben mal gibi kalmıştım. Hepimizin psikolojisi allak bullaktı, yakınlarımız, sevdiklerimiz, çoluk-çocuk yataklarından kalkamadan ölmüştü.

Betonların arasından sızan kanı gördüm ulan! Konuşturmayın beni. Hepimiz yaşadık işte.

Hala deprem lafını duysam irkilirim.

Neyse, Konya denen şehirde mecburen geçiş yaptığım BOKTAN bir Anadolu Lisesi'nde beden dersi, önceki gün okulla beraber deprem bölgesine yardıma gitmişiz, ben de götürülmüştüm "bölgeyi bilen" öğrenci olarak.

Ağa köyü'nün çamuru vardı spor ayakkabılarımda, başka da ayakkabım yoktu.

Orospu çocuğu beden öğretmeni, "Ne ulan o çamurlu ayakkabıyla spor salonuna giriyorsun?!" diye hönkürerek şu garip yabancıyı "baştan" ezmek istedi.

Gereksiz de olsa, "Düzce'nin çamuru, şeref duy ulan!" diye cevabını aldı.

Ve beni bi köşeye çekerek şu efsane cümleleri kurdu: "Oğlum sınıfın içinde bana niye dikleniyorsun? Buranın toprağı şerefsiz mi, hepsi vatan toprağı. Hem ORANIN İNSANLARI KÖTÜYMÜŞ ALLAH CEZA VERMİŞ İŞTE niye sinir yapıyorsun? Paraya falan ihtiyacın var mı?"

...

Bir tane daha anlatayım mı?

Bir orospu çocuğu fizik öğretmeni de, sırf dışardan geleni ezmek için, sınıfta, derste, kulağıma kadar eğilip, hiçbir sebep yokken, "BENİM DEPREMİM DAHA ŞİDDETLİDİR." diye cümle kurmuş, gözlerimin belerip, sağ elimi yumruk yaptığımı gören -bir başka Düzce'den gelme- Muhammet'in bileğimi tutmasıyla bir faciadan dönülmüştü.

Sonuç ne, biliyor musunuz?

Ailem, babam Düzce'deki işinden emekli olur olmaz (2009) -deprem korkusundan- Konya'daki o arsaya yaptıkları eve yerleşti.

Ve ben hala, o iki orospu çocuğu gibilerinin yüzünden, gereksiz yere, geri dönülemez şekilde, O ŞEHİRDEN NEFRET EDİYORUM!

Şimdi, bu Nuh Gönültaş mıdır nedir, o organizmanın yazısını okuyan herhangi bir tarafsız insan, kullanılan müslüman jargonunu islam'a atfedip, yazıdaki genellemeci, indirgemeci vicdansızlığın suçunu islam'a yüklemez ve ondan nefret etmez mi?

...

Hiç yorum yok: