Perşembe, Ocak 14

Be Cool, Dog


"Çok değiştin ama sen, kendine haksızlık etme. Farkında değil misin?" demesiyle uyandım, beni öncesiyle sonrasıyla iyi tanıyan bir 66'lı arkadaşımın.

Evet, biraz daha "olmuşum", çok daha iyi iletişim kurma anlamında falan, potansiyeli görmüş olmakla beraber, belli noktalarda beklentilerini dahi aşmış (!) bulunduğumdan, beni o zaman underestimate etmiş olduğunu kabul etti.

3,5 sene önceki Serkan'ı, ki o da benim, savunma refleksiyle atıldım üstüne. Neyim vardı ki? Hepi topu her günü isyanla geçen bir askerliğin sonrasında iş hayatına atılmış (!) patronun her haksızlığına / öküzlüğüne kızışımda feryat küfür duvar tekmeliyordum. O zamanlar, kendi gençliğini hatırlayıp gülüyormuş meğer.

Evet, o daha da betermiş. Superior'unu malulen emekli etmişliği var, soba demiriyle.

Haksızlığa isyan ve deli cesaretinin, elbet olumlanacak yönleri var. Ama bunun yolunu yordamını, yontulmuşunu yontulmamışını insana zaman öğretiyor. Farkına varıyorum.

Ben 6 ay Cipram'la uyuşturdum kendimi 3 yıl önceydi, sonra düşe kalka, ince ayarlara kadar gelinmiş görünüyor, daha da epey yol var.

O iki yıl tedavi görmüş.

Ben hala normal olanın biz olduğumuzu düşünüyorum, çünkü insanın çiğliğine, şerefsizliğine, haksızlığına insan nasıl çıldırmaz, nasıl başkaldırmaz anlamıyorum.

Ve içinde isyanını tutup aklını efektif kullanan, duygusunu da kalbinde hakkıyla taşıyan bir olgun insan olma yolunda, gençliğin ve onurun insanı bu yollardan geçirdiğini zannediyorum.

Şimdi ne jantiyim bir görseniz, hoşgeldiniz beyefendiyim, abiyim, kardeşim, jjjentilmenim en j'lisinden.

But if you ever try to fuck me up, bu atölyeyi başınıza yıkarım allahıma.

...

Hiç yorum yok: