Cumartesi, Nisan 3

Kalbim Kadar Temiz Sayfalardan Bir Kesit

...

(I)

Kara-Kızıl bir geceye döner ya bazen hayat,,, Soluksuz kalırsın, inip kalkmaz çırpınan kalbinin evi göğüs kafesin, sancısı bir bıçak gibi ikiye böler ömrünü sessiz çığlıklarının... Dokunacak ten, duyulacak söz ararsın, yastık altlarında biriktirirsin kan dolaşımının konsantresini...

Kirpiklerin ağırlaşır, batar bir anda daha derine...

Bir yas misali susar dünya, ölür aşklar -reenkarnasyona inanmadan-. (Ah bedenim; ne çok özledin içindeki ruha ait olmayı ve ne çok yoruldun, yoğruldun.)

Kırılgan küçük bir kadına döner zaman, gözünü alamazsın. Çokça ihanet eder akrep yelkovana.
('Yalnızlık'; ne çok acı sığıyor bir kelimeye. Bil ki 'Yalnızlık", bir gün yenileceksin; bir başka 'Yalnızlık' çıkacak karşına, birleşecek eller ve büyük bir "YALNIZLIK" olacaksın sadece...)

... İşte tam da böyle bir zamanda çıktın karşıma DOSTUM! Biliyorum -ve eminim- ki, asi ruhunu kendin kontrol edeceksin ve senin bile inanamayacağın çok güzel işler yapacaksın...

Öyle güzel hayallerin var ve bunların hepsi öyle güzel dönemlerde gerçekleşecek ki, ben de hayatının bir köşesinde oturup uzaktan gurur duyacağım seninle...

En yağmurlu zamanlarımda yanımda olduğun ve o bitmez güzellikteki kalbinle hep gülümsediğin için teşekkürler...

Umarım ihmal etmezsin beni :)

Seni Seviyorum Dostum!

Sevgiyle,

Ünsal.

(II)

Serkan'a

Dostum, güzel insan, kardeşim bu sıfatlarla da bitirebilirim bu yazıyı daha bir sürü sıfat ekleyerek de! yazmak benim için çok zor, bu gece iyice zorlaştı az önce metin'le 11-1 nöbetindeydim o konuştu önce ben de güzel başlamıştım özneyi buldum yükleme varamadım bunu ondan öğrendim sonradan. güldüm halime. garibiz bekleriz öylece etrafı kollarız her an tetikte ne halde olduğumuzu biliyorsun aslanları bekleyen birer ceylanız ürkek, bir o kadar narin ve güzel yüreklerimiz vardı oysa zararsızdık. biz ot yerken onlar et yiyordu! ne yazdığımdan habersizim fazla uzatmayacağım zira noktalama işareti kullanmadığımı fark ettim bir de yazımın çirkinliğini sana eziyet etmek istemem doğrusu! yazacak çok şey var sana seni anlatmak isterdim sayfalarca belki kendimi bulurdum sende yada kaybolurdum satırlar arasında yazıya dönüştükçe mürekkep eksilirdim azar azar. Çok şey kaybettim burda denizliğimden, benliğimden damlaya sığdırdım kendimi; arkadaşlar vardı yağmur oldu büyüttü beni gözyaşlarımızla ıslanırken yanaklarımız bazen serkan bazen deniz olduk böyle kurduk dostluğumuzu acıyı paylaşarak... yazmak zor dostum her tümcenin bir anlamı olsun istiyorum acı çekmek istiyorum. kelimeleri damıtmak ve seni anlatmak ama bunu başaramayacağım affet beni! Gidişinle yalnızlığı anlatayım sana. Yalnızlık! Gidenlerin ardından bakan boynu bükük bir annenin resmedilmesidir yazıyla... Yalnızlık mekansızlıktır ve yitirmesidir mekanın anlamını gidenin ardından; yalnızlık içinde bulunduğum haldir giderken ardınızdan bakan bir anne gibi! yalnızlık zamanın hüzünde durmasıdır.

Dostum seninle tanışmış olmaktan onur duydum seni dinlemekten onur! kızdım sana bazen kaz kafalı dedim. ama yüreğinden şüphelenmedim hiçbir zaman. mertliğinden şüphelenmedim...

Sevdana Sahip Çık Asi Çocuk!

Yolun açık olsun umutlarınla var olasın!

"Geçse de yolumuz bozkırlardan
Denizlere çıkar sokaklar"

Üst ranzadan sevgimle

Deniz.

***

Yalnızlığı anlatmışsınız bu asi çocuğa, 4 sene olmuş mürekkebi kuruyalı. Hey gidi, nasıl katlandınız ağlaklığıma, küfürlerime, isyanlarıma... Çok özledim sizi be. Gurur duyuyorum sizi tanıdığım için. Ünsal, Deniz, her neredeyseniz, seviyorum sizi.

1 yorum:

Tari Eluch dedi ki...

neden ben yalnızım? neden benim dostlarım yok? neden dostlarım varken yalnız olabilecek dostlarım yok?