...
İki hikaye anlatayım size.
Laz burunlu bir sultan var, alim, dahi filan ama şarklı olduğundan kelli gerici ve yobaz bir insan kendisi. Karadan gemi yürütmesiydi, atını denize sürmesiydi, çağ ayracı bişeyler yapıyor ergen yaşında. Gavur ellerin üzerinde uçan bir kartalın simgesi belleniyor. Hain batı kendisini kahpeliğilen zehirleyerek öldürüyor ve de şerefsiz vatikan evropa büyüklerine "BÜYÜK KARTAL ÖLDÜ" diye zafer mesajı geçiyor.
Yüzyıllar geçiyor.
Birinci dünya depreminde yuvasından çıkan bir kartal yumurtası yuvarlana yuvarlana tavuk kümesine düşüyor. Tavuk yumurtanın üzerine oturuyor, anaç bir hayvan zaar. Büyük buhran'a saatler kala yavrular doğuyor, bunun şekil şemal değişik tabi, iç bulandırıyor. Büyüdükçe gözü göklerde testis gösterip süzülen amarigan akbabasına takılıyor ve soruyor anaç tavuk sezen cumhur kemal'e "anne, biz böyle uçamayız he mi? bak benim de at tarraa gibi kanatlarım var? neyim eskik?"
Uçamayız koçyiğidim, biz yiğidin harman olduğu yerden gelmişik. Dünyada hiçbir cins hayvan yoktur ki, bizim gibi asil, bizim gibi çalışkan eşelenebilemesin, güven, çalış, günde üç öğün.
...
Pazar, Mayıs 16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
"güven, çalış, günde üç öğün."
Ne mutlu tokum diyene!
dinimiz amin.
Yorum Gönder