Cuma, Temmuz 17

Ara... (Yine Yeni Yeniden)


...

Son birkaç hafta dört şehir arasında kaç seyahatim oldu sayamadım.

Evet, iş buldum.

Aynı sektör, detaylara -belki- sonra gireriz.

Üstelik, o pek bahsettiğim "eskiden Karadeniz'in İzmir'i denilirmiş" şehre dönüyorum!

Son birkaç ayın sabır eksenli durgun-depresif hayatı, sürprizlerini bir haftaya sığdırdı.

Dahası, geçen Bostancı'da ziyaret ettiğim bir "premium" dostumun tavsiyesiyle, daha önce cesaret edemediğim birşeyi de denemeye karar verdim.

Hayır, işle ilgili değil.

Gerçek bir sanatçı olan arkadaşım, sevdiği işi yapan, bu işle hayatını idame ettirebilen, insanlara ve kendine pek çok şey katan (oyuncu yetiştirmek, insanları hayallerine kavuşturmak, bir buçuk milyon çocuğa ulaşmak vs.) ... sahip olmakla övündüğüm, hani şu "insanı yukarı çeken" dostlardan.

Tüm geceye yayılan, "ben"i masaya yatırdığımız, benim hırslılığım, "karşı" bir adam oluşum, sürekli başarı açlığım, doyumsuzluğum, çabuk sıkılma tezcanlılığımda mutabakata vardığımız o muhabbetimizde, hayatta gerçekten sevdiğim şeyi yapmam adına, bir "içdöküm atölyesi" hayalinden (benim Soba Cafe'de yazdıklarımı -çok daha güzel bir şekilde- anlattı o, yazımı okumamış biri olarak), ve benim metin yazmam gerektiğinden konuştuk.

Evet, oyun yazabilirdim.

Oysa ben, hep korktum, bir kurgu denemesinden.

Benim aklıma hep sahneler gelir. Hep görüntüler hayal ederim.

Oysa bir hikayeci gibi kurgu yapabilir, karakter yaratabilir miyim, bilmiyorum.

Ben hep, bir fikrimi, bir duygumu, doğaçlama yazdım, anlattım, vesaire.

Ama demem o ki, evet, deneyeceğim.

Otobüste aklıma "Sorgu" adlı mükemmel bir oyun geldi, psiko-felsefe, gayet de ağır.

Depresif, ama hayati (önemli ve hayatla ilgili).

Yazıya dökebilir miyim, bilmiyorum.

Şimdi oteliydi, ev bulmasıydı, taşınmasıydı, işe alışmasıydı...

Sizden yine kısa bir ara istirham ediyorum.

Ve sonra sevdiğim işi -maalesef- boş zaman geçirgeci olarak yaptığım bu bloga, daha farklı tür yazılarla döneceğime söz veriyorum.

Eğer bu blog'da alelade bir üslupla yazan, herkesin söylediği şeyleri söyleyen birinin yazdığını düşünüyorsanız, lütfen bu yazıya yorum olarak belirtin.

Yok, okunabilir, farklı, ilgi uyandıran şeyler karalayabiliyorsam, dostuma dediğim gibi, deneyeceğim.

Sevgiyle kalın,

ShereKhan.

Resim : Üsküdar'da bir ev.

9 yorum:

Angel of the morning dedi ki...

Good luck with all that.
Take care

Angel

Suat dedi ki...

Yaparsın, hem de mükemmel biçimde yaparsın. Çok güzel, akıcı ve kelimeleri zeka ile şekillendiren bir uslubun var.

Kesinlikle denemelisin!

Hem yeni işinde hem de başka çalışmlarında başarılar dilerim.

Shere Khan dedi ki...

Suat abi (izninizle abi diyor ve ikinci tekil şahısla hitap ediyorum),

Öncelikle çok teşekkür ederim ve bilmeni isterim ki senin görüşün benim için çok önemli.

Eğer sen böyle diyorsan, bu beni birşeyler yazmak için daha da cesaretlendirir.

Şimdi ricam, şu yeni dönemde biraz yerleşip vakit bulup bu bloga Sorgu'yu veya aklıma gelen başka birşeyi karalamaya başladığımda, eğer ortaya başarısız birşey çıkıyorsa, bunu lütfen yorum yapıp belirtmen...

Angel,

Thank you very much, i appreciate.

Say hi to England, that's where my childhood dreams are, First Certificate, Cambridge, London Business School, Oxford, living in London city, watching Liverpool FC etc. (none came true)

You take care too.

Angel of the morning dedi ki...

Hi Tiger,
England sends her love and She says that you have not miss much not being here. She says "Where you are is at the moment is a place which people can dream in colours and each time a dream does not come true another one is born with laughter"

Lots of love

Yours


Angel

Shere Khan dedi ki...

Sure.

These WERE my "childhood" dreams also.

Dreams change.

So does the world.

Thanks for your good intent.

Kisses.

gönül d. dedi ki...

Hmm.. Öyle görünüyor ki, bu Allahın belası çekim yasası birkaç şeyi biraraya getirip sizin de iki ayağınızı bir pabuça sokmak için beklemiş :)Vardır bi bildiği. Hayırlı olsun!
Tabii sizi Karadeniz'e kaptırmış olmaktan dolayı da şehrimiz adına üzgünüz :( Sabredeceğiz..

Yazı, üslup vs. meselesine gelince; farklısınız. Ve bence de mutlaka denemelisiniz.
Bekliyoruz.. Kolay gelsin!

Shere Khan dedi ki...

Gönül Hanım,

Sizi çok özlemiştim. Açıkçası, acaba kızdırdım mı falan diye düşünüp tedirgin olmuştum. Malum son birkaç yazıda, anlatmak istediklerimi düzgün bir biçimde ifade edememiş olabilirim. Yorumunuzu görünce rahatladım, teşekkür ederim :)

İş konusunda da teşekkür ederim inşallah hayırlısı olur.

Şehir mevzuuna gelinceee:) Sizin ya üniversite okuduğum şehirde yada çocukluk aşkım olan şehirde yaşadığınızı düşünüyorum. Çocukluk aşkıma "yeterince güçlü" olduğum zaman döneceğimi belirtmiştim. Üniversite okuduğum şehre gelince, Ankara'ya birkaç yıl borcum var ya hani, oraya da olsun birkaç yıl, seviyorum orayı be yaw! Üç parasız okuduk, tadı damağımızda kaldıydı. Demem o ki, her halükarda şehrinize bir adet aklıkarışık velet eklenecek, orta veya uzun vadede:)

Yazı konusunda umarım birşeye benzer, ilk fırsatta girişeceğim. Kendimi nimetten saymıyorum ama, inşallah okunabilir bişeyler yazarım. Zira yazdıkça sizin gibi insanlar tanıyorum.

Teşekkürler :)

Taylan dedi ki...

Yeni işinde başarılar.

"Sorgu"yu da merak ettim şimdi, yazmaya karar verirsen, siteden ufak ipuçları da yayınlarsın artık?

Sevgiler

Shere Khan dedi ki...

Sağolasın seviyesiz, teşekkür ederim.

Kafamda detaylar şekilleniyor ufak ufak. Dayanamam yarın öbür gün paldır küldür girişirim valla. Yalap şap bişeyler karalarım artık yazı diye :)

Yeni bir şehir, yeni bir iş, otel, ev arama, oryantasyon, yeni insanlar, müşteriler vs. inanılmaz yoğun günler yaşıyorum ama aklımın bir köşesinde hep Sorgu'dan psikopat sahneler var. İnşallah yazıya dökebilirim.

Sevgiler,